Oyun dünyası; Pac-Man, Space Invaders ve Super Mario Bros günlerinden beri çok yol aldı. Bugünlerde, yüksek çözünürlüklü grafikler ve çevrimiçi çok oyunculu olma imkânı sayesinde, oyun oynamak hiç olmadığı kadar sürükleyici ve cazip hâle geldi.
Ancak, bu artan sürükleyicilik ile birlikte bağımlılık potansiyeli de artıyor—ve tehlike altında olanlar yalnızca çocuklar ve gençler değil.
[Oyun VPN’i ile, hangi cihazı kullanıyor olursanız olun, her an korunun]
Peki, oyuncuların ortalama yaşı ne? ExpressVPN tarafından gerçekleştirilen yeni bir anket, Y Kuşağındaki oyuncuların (20’li yaşların sonu ile 40’lı yaşların başı arasında olan insanlar) Z Kuşağındakilere (20’li yaşların başındaki gençler) göre oyun oynamaya kendilerini daha çok adadığını ortaya koydu.
Genç insanlar sürekli oyun oynuyormuş gibi göründüğünden dolayı bu durum bazılarını şaşırtabilir.
ABD’den 1.000 kişi ve Birleşik Krallık’tan 1.000 kişi olmak üzere, kendini oyuncu olarak tanımlayan kişilerin yanıtlarını içeren bu çalışma, Y Kuşağındaki insanların düzenli bir şekilde daha uzun süre oyun oynamaya daha yatkın olduklarını gösteriyor. Ayrıca, oyun oynama konusunda daha güçlü bir duygusal bağa sahip olma eğilimine sahipler ve birçoğu da bunu bir stres atma ve sosyalleşme yöntemi olarak görüyor.
Aşağıda, bu bulguların yanı sıra her yaştan oyuncular arasındaki ilginç oyun alışkanlıklarının derinliklerine iniyoruz.
Genç yetişkinler ve 13-19 yaş arasındaki gençler, daha yaşlı oyunculardan daha az oyun oynuyor
Sıradan bir oyuncuyu nasıl hayal ediyorsunuz? Aklınıza tüm gün oyun oynayan ve diğer oyunculara küfür eden ergenlik çağındaki bir genç geliyorsa gerçekten biraz uzak olabilirsiniz.
Çalışmamız, 30’lu ve 40’lı yaşlardaki oyuncuların günlük olarak oyun oynamalarının daha olası olduğunu gösteriyor ve bunların %68’i de bunun doğru olduğunu kabul ediyor. Bunun aksine, 20’li yaşlardaki oyuncuların %58’i her gün video oyunları oynuyor.
Z Kuşağıyla karşılaştırıldığında, Y Kuşağından daha fazla kişi her hafta bir günün tamamını oyun oynayarak geçirdiğini itiraf etti. Şaşırtıcı bir şekilde, ankete katılan en yaşlı gruptaki (45 – 65 arası) oyuncuların günlük olarak oyun oynama olasılığı Y Kuşağındaki oyunculara göre daha düşük olmasına rağmen, bu gruptan daha fazla kişi bir oturuşta 24 saatten daha uzun süre oyun oynadığını itiraf etti.
Z Kuşağı ayrıca gece oyun oynama olasılıklarının daha düşük olduğunu belirtti ve bu, daha yaşlı oyuncular arasında daha yaygın bir özellik. Bunun olası nedeni, Y Kuşağındaki oyuncuların gün içerisindeki iş yükümlülükleri olsa da %59’unun uyku düzenlerini bozabileceğini veya diğer sorumluluklarına engel çıkarabileceğini bilmelerine rağmen oyun oynamaya devam ettiklerini söylemeleri şaşırtıcı bir durum.
Y Kuşağından kişiler neden en fazla oyun oynayan grup? Varsayımda bulunabiliriz: Oyun endüstrisi ile birlikte büyüdüler ve pikselli, 8-bit dünyalardan gösterişli, gerçekçi mekanlara dönüşümlerine şahit oldular. Video oyunları, 80’li ve 90’lı çocukların birçoğu için yorgunluk gidermek, arkadaşlarla bağ kurmak ve yeni arkadaşlar edinmek için bir yöntem hâline geldi. Buna karşın, Z Kuşağı ceplerinde mobil cihazlarla büyüdü ve internet erişimi olmayan bir dünyayı hiç tanımadı. Onlar için oyun oynamak, sadece zaman geçirmek ve gerçeklikten bir süre kaçmak için bir yöntem olabilir.
Ayrıca Y Kuşağı, hâlâ okul çağında olan veya kariyerine yeni başlayan gençlere göre, favori eğlence yöntemlerine harcayabilme açısından daha fazla para kazanıyor. Aslına bakılırsa, ankete katılan Y Kuşağındaki kişilerin üçte biri, tek bir oyun için 50 – 100 dolar harcamaya hazır olduklarını belirtti ve ankete katılan beş kişiden biri 100 dolardan fazla bir ücret ödemede bir sorun görmediklerini ifade etti.
Bazı oyuncular bağımlı hissettiklerini kabul etti
Çoğu video oyunu, oyuncuların amaçlarında ilerleme kaydetmeleri için açık hedeflerle tasarlanmaktadır. Bu başarı duygusu, zevk ve tatmin duygularından sorumlu bir sinir taşıyıcısı olan dopaminin ani bir şekilde salgılanmasına yol açıyor. Bu dopamin salgılama, sonrasında oyuncuların yeni zorlukları aşmayı denemeye itiyor. Sonuç olarak, oyuncular oyunlarda daha fazla zaman harcamaya başlıyor ve bu da genellikle oyun alışkanlıkları konusunda kontrolü kaybetmelerine neden oluyor.
Sorulduğunda, katılımcıların beşte birinden fazlası oyun oynamak için daha az zaman harcamayı tercih ettiklerini belirtirken, Y Kuşağındakilerin %5’i ve Z Kuşağındakilerin %3’ü oyun bağımlısı gibi hissettiklerini söyledi.
Oyun bağımlılığının en yaygın belirtilerinden biri, diğer aktivitelere odaklanamama ve oyun oynamadığınız zamanlarda bile video oyunları hakkında düşünmektir. Şaşırtıcı bir şekilde, oyuncuların %30’u video oyunlarını her zaman düşündüklerini kabul etti ve bunlardan neredeyse yarısı video oyunları dışındaki her şeyin sıkıcı olduğunu düşündüklerini belirtti.
Oyun dünyası dışında zevk bulamamak, video oyunlarına takıntılı hâle gelmeye ve yemek yemek, sosyal etkileşimlerde bulunmak, uyumak ve çalışmak gibi günlük gerekli aktiviteleri ihmal etmeye neden olabilir. Endişe verici bir şekilde, katılımcıların yarısından fazlası günlük hayatlarını olumsuz bir şekilde etkileyebileceğini bildikleri hâlde genellikle oyun oynamaya devam ettiklerini kabul etti.
Erkekler, kadınlara göre oyunlara duygusal olarak daha fazla bağlanıyor
Toplum, oyun geliştiricilerin hiç olmadığı kadar geniş bir kitleye hitap etmesiyle birlikte, oyuncuların yalnızca erkek olması klişesinin üstesinden geldi. Buna rağmen, kadınların ve erkeklerin video oyunlarını nasıl algıladığı ve hayatlarında taşıdıkları önem açısından belirgin farklar bulunuyor.
Şu anda oyun oynamak için erkeklere göre daha az zaman harcıyor olmalarına rağmen, kadın katılımcıların büyük bir çoğunluğu video oyunları oynama sürelerini daha da azaltmak istediklerini belirtti. Ayrıca, kadınlarda boş zamanlarını oyun oynamak için harcamaktan dolayı pişman hissetme oranı, erkeklere göre daha yüksek.
Bunu karşılık, çalışmamız gösteriyor ki erkekler video oyunlarını arkadaşlarıyla iletişime geçmek ve yeni arkadaşlar edinmek için oynuyorlar. Ayrıca, erkeklerin oyun endüstrisinde kariyer fırsatlarını kovalama olasılığı, video oyunlarını çoğunlukla rahatlamak ve kendilerini eğlendirmek için oynadıklarını belirten kadınlara göre daha yüksek.
Hayali karakterlerle duygusal bağ kurmak, hikaye anlatma sanatı kadar eski bir konudur. Ancak video oyunlarıyla birlikte, oyuncu, karakteri bünyesinde topluyor ve eylemlerini kontrol ediyor. Video oyunlarının hikayeleri de genellikle tam ve karmaşık karakter gelişiminin bulunduğu büyük bir duygusal derinlikle yazılıyor.
Ancak zamansal ve duygusal yatırım söz konusu olduğunda, açık bir cinsiyet bölünmesi ortaya çıkıyor. Erkek katılımcıların %72’si, daha önce keyif aldıkları hobilere olan ilgilerini oyun oynama nedeniyle kaybettiklerini bildirdi. Bu oran, kadınlarda %49. Benzer bir şekilde, sevdikleri oyunları oynarken üzüntü, sıkıntı ve endişe hissettiğini belirten erkek katılımcı sayısı daha fazla oldu.
Nişancı oyunlarının hakimiyeti
Katılımcıların yarısından fazlası hem tek oyunculu hem de çok oyunculu video oyunlarından keyif aldıklarını belirtirken, kadınların %40’ı, seçenekleri olması durumunda tek oyunculu oyunları tercih ettiklerini ifade etti. Bu durum, erkek oyuncuların genellikle arkadaşlarıyla birlikte oyun oynama yatkınlığının kadınlara göre daha yüksek olduğu bulgusu ile örtüşüyor.
Çalışmamız, erkeklerin aksiyon dolu oyunlardan keyif aldıklarını ve iki favorilerinin birinci şahıs nişancı oyunu Call of Duty ve futbol odaklı FIFA oyunu olduğunu ortaya koydu. İlginç bir şekilde, Call of Duty aynı zamanda kadınlar arasında da en popüler oyun. Bunu, oyuncuların oyundaki karakterlerin eylemlerinin ve etkileşimlerinin yanı sıra kariyerlerini, ilişkilerini ve hayatlarının diğer hususlarını kontrol etmelerini sağlayan bir sosyal simülasyon oyunu olan The Sims takip ediyor.
Erkekler arasında en popüler oyunlar:
- Call of Duty %71
- FIFA %56
- God of War %48
Kadınlar arasında en popüler oyunlar:
- Call of Duty %46
- The Sims %39
- Minecraft %33
Retro oyunculuk: Eski olan tutuluyor
Her ne kadar oyun geliştiricileri oyun oynama deneyimlerini geliştirmek ve neredeyse gerçek gibi duran grafikler oluşturmak için aşırı derecede zaman ve çaba harcıyor olsa da bazen oyuncuların istediği tek şey, oynadıkları ilk oyunların sadeliğine geri dönmek olabiliyor.
Eski video oyunlarını oynama ve oyunların koleksiyonunu yapma olarak tanımlanan retro oyunculuk, son zamanlarda ilgi gören popüler bir trend ve oyun şirketlerinin eski oyunları tekrar canlandırmalarına ve hatta eski konsolları ve cihazları tekrar piyasaya sürmelerine teşvik etti.
Çalışmamızın gösterdiğine göre, katılımcıların %79’u retro oyunları oynuyor. Her ne kadar bu, daha yaşlı oyuncuların bu oyunları oynayarak büyümüş olduğu gerçeğinden dolayı sürpriz olmasa da Z Kuşağındaki oyuncuların da 80’ler ve 90’lardaki oyunlardan keyif aldıklarını görmek ilgi çekici.
Kişilerin yeni oyunlar yerine retro oyunları oynamayı tercih etmelerinin nedenlerinden bazıları daha sade olay örgüleri olabilir. Retro oyunlar ayrıca daha özgün ve yenilikçi olarak görülüyor. Buna karşın, katılımcıların %38’i retro oyunları oynamalarının asıl nedeninin nostalji olduğunu ifade etti. Bu da daha yaşlı jenerasyonların daha genç olanlara göre daha fanatik oyuncu olma yatkınlığı ile bağlantılıdır.
Katılımcılarımız arasında en popüler retro oyun Super Mario Bros. olurken, bunu Pac-Man, Tetris ve Mario Kart gibi diğer klasikler yakından takip ediyor.
Telefonlar en popüler oyun cihazları
Akıllı telefonlar, engelsiz bir şekilde oyun oynamamız için yeterince güçlüler. Hatta, katılımcıların %70’i tercih ettikleri oyun cihazının akıllı telefon olduğunu belirtti. Buna rağmen, PC’lerin ve konsolların oyun oynamak için işlevlerini kaybettiklerini söyleyemeyiz.
Anket sonuçlarından da görebileceğiniz gibi, teknoloji gelişmeye devam ediyor, bu da her zaman eski oyunları oynamak için yeni yollar bulabileceğimiz veya yeni oyunları oynamak için eski alışkanlıklara bağlı kalabileceğimiz anlamına geliyor. İster eski klasiklerle devam edin ister bir sonraki harika oyunu dört gözle bekleyin (veya ikisi de!), güvenli bir şekilde oynamak için VPN kullandığınızdan emin olun.
